Geminin koridorlarında, kahvaltıda birbirleriyle karşılaştıkça İstanbul’da 18 cana mal olan terör haberini konuşup hüznü paylaşan grup 28 Temmuz sabahı 8:00’de Prens akıllı Yaroslavl tarafından kurulan, 1598’de Moskova’nın işgâl tehlikesi üzerine bir süre başkentlik yapan Yaroslavl’a varır.
Banyodaki değil, buzdolabı prizleri… diye üst üste tembihlenerek şarj ettikleri dinleme aletlerini kuşanıp limandaki 5 no.lu otobüste yerlerini alırlar, yolda rehberin anlattıkları: "…Yaroslavl “ilklerin kenti”, ilk kamyon, traktör, troleybüs, iş makineleri burada yapılmış, ilk drama tiyatrosu burada kurulmuş, ilk gazete burada yayınlanmış, en önemlisi yapay kauçuk Dünya’da ilk kez burada imâl edilmiş, ilk kadın kozmonot Valentina Terishkova bu bölgeden…"
Her biri farklı çok güzel seramiklerle bezeli asimetrik duvarlı Aziz İlyas Kilisesi, Berlin’de yapılan bir yapılan bir yarışmada, en iyi dış mimâriye sahip 3. dinî yapı seçilmiş. Şehrin sembolü, Prens Yaroslavl’ın korsanların üzerine saldığı ayıyla boğuşup yenmesi anısına, omzunda balta olan bir ayı… Valinin, odaları zengin tablolarla dolu evinin salonunda minik bir oda müziği konserine eşlik edip dans edenler, bakımını öğrencilerin yaptığı, dinmekte olan yağmurla pırıl pırıl, güzel geniş bahçeye çıkarlar. İki nehrin buluştuğu parkta, rehberin bedenin elektriğini dengelediğini belirttiği milyon küsur yaştaki göktaşına sarılıp fotoğraf çektirmek isteyenlerin kuyruğu uzamasa, “abla”, orada ööööylece, taşla sarmaş dolaş, bir ömür sürdürmeye niyetli… Az ötede yanan kilise yerine dikilen üç aziz heykel grubu, dileklerini attıkları paralarla sağlama almaya çalışanları epey uğraştırır. Grup; önünde, savaşa katılmamasına karşın endüstri şehri olduğu için Almanlar tarafından bombalanan fabrikada ölen kadın işçiler ve askerler anısına, 365 gün -günde 6 saat- doğalgaz ateşi yanan Meçhul Asker Anıtı’nı ziyaret ederken ortaya çıkan; Rusya’da evlerde beslendiğinden sokakta –kırsalda- ilk kez karşılaşılan ve grubun kedi severlerinin hızlıca o yana seğirtmesinin nedeni, duman rengi-beyaz, nazlı edalı, sevilmekten pek memnun bir kedi, ilgi odağı olur.
Daha çok Azerbaycan’dan gelen şaşırtıcı bolluk ve güzellikteki meyve ve sebzenin, baharatın, et ürünlerinin satıldığı kapalı pazar yerinde, “abla” ve kız kardeşlerinin ilgisini değişik biçimde kurutulmuş meyveler çeker. Azeri genç Ahmet’in "hanııııım!" diye seslenerek ikram ettiği meyvelerden minicik mandalina, limon, tadını çok güzel korumuş kızılcık özeldir!
Gemi saat 13:00’te demir alıp Goritsi’ye yola çıkar.
Rus El Sanatları Semineri’ni, elle boyanmış porselen, ahşap oyma ve boyamalar, bebekler, başlıklar, dokumalar, ipek şallarla özenle zenginleştiren rehberin anlattıkları: "…Tahta kutulardaki metalik pırıltıyı sağlamak için zemin alüminyum ya da gümüş tozuyla “hoh”lanarak ya da parmakla sıvanıyor. Üzerine vernik sürülüyor… Amberin aslı, bildiğimiz reçine, ağaçlardan suya damlıyor, üst üste çok uzun zamanda birikeeee birike… Matruşka, Matriona isminin samimi söylenişi Matrioşka’dan geliyor; bir ana ve dört kızı, iç içe beş parça, orijinal renkleri sarı, kırmızı, altın, Çin kökenli… Ahşap kutular papier-mache denen, kartonun üst üste sıvanması tekniğiyle üretiliyor, geleneksel olarak dışı siyah, içi kırmızı boyanıyor…"
Geleneksel giysi ve danslarla sunulan semaverli samovar Çay Seremonisi’ni uykuya feda eden “abla”, kardeşlerince uyandırılır, Rusça Dil Kursu’nun ikincisine giderler. Dağıtılan kağıtlardan, yerel rehberin kendi deyişiyle sizin fotografını çekebilir miyim? Moojina vaz footagrafiiravat? Ya da kısaca Foto olur mu? moojina fota? Ben anlamıyorum; ya ni (olumsuzluk eki) panimaayu… rakamların okunuşunu, bazı yiyeceklerin söylenişini, şeker sakhar, tuz sôl, bira piiva, şarap vino/a (normal sözcüğünü narmal diye söyleyen yerel rehberin açıklaması; bizde a-o aynı, yani bir fark yok!), meyve suyu sook, peynir sir, ekmek (genizden h ile) khlep, tavuk kuuritsa, çok mnooga, az mala, hesap şot, indirim skitka, pahalı dooraga… demeyi öğrenir.
Akşam saatlerinde, Dünyanın sayılı büyüklükteki yapay göllerinden Rybinsk Su Rezervuarı’nı geride bırakırlarken, çıkıştaki Volga’nın Anası Heykeli, Rus Gemisi yolcularını geride gitgide ufalarak uğurlar, St. Petersburg yönünden gelenleri karşılamaya hazırlanır.
20 Mart 2009 Cuma
Gezinin beşinci günü grup, Volga ve Kotorosl nehirlerinin kesişme noktasındaki “ilklerin kenti” Yaroslavl’ı gezerler.
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder