25 Temmuz sabahı bir gece önce kapıların altından atılan ertesi günün programında Lütfen hoparlörünüzün sesini açmak için düğmeyi sağa doğru çevirin denilerek belirtildiği gibi 07:15’te genel mikrofondan uyandırılan grup, sabah kahvaltısını en az beş dilin konuşulduğu Babil Kulesi atmosferi içinde geminin diğer yolcularıyla birlikte yapıp limanda bekleyen 5 numaralı otobüse biner. Trafiğin çok sıkışık olduğu caddelerde dura kalka ilerleyerek yapılan şehir turu sırasında rehberin anlattıklarından “abla”nın küçük defterine not düşülenler; "17 milyon kişinin yaşadığı Moskova’da 9 milyon kişi metro yolcusu, dolmuş ulaşımı burada da var… Moskova’nın 1/3’ü bitki ile örtülü… okuma-yazma %97’lerde… bir milyon Müslüman var… sağlık hizmeti ücretsiz, kalabalık yüzünden bizdeki bıçak parası sistemi işlerlikte… bir milyon kişinin buzdolabı yok… Soğuk savaş yüzünden raylar, standarttan geniş döşenmiş… geçtiğimiz, Hitler’in kente girişini engelleyen köprü, öyle emin ki, vereceği akşam yemeğinin davetiyesini bile bastırtmış adam, bombalar yüzünden bir ucu yanık bir tanesi sergiliyorlar… Dinamo Stadyumu, Duma, çatısından Sibirya’nın görüldüğü rivayet edilen KGB Binası, Komünist Parti Binası, 3000 odalı Moskova Oteli…"
Kanallar üzerindeki kemerli, güzel taş köprülerde metal ağaçlarda asma kilitler; aşk adakları! Genç evlenip, yerel rehberin demesine göre maçoluk yüzünden çabuk boşanan Rusların, gelini kucakta köprüden geçirme geleneği ile köprüden geçti gelin… türküsünü hatırlayan “abla”, sokaklarda, meydanlarda gördüğü limuzin+gelin kombinasyonunu saymayı, ilk yarım günde bir elin beş parmağını aşınca bırakır. Gruptan bir sevgili arkadaş daha sonra, bu durumla ilgili şu müthiş saptamayı yapacaktır; bir nikâh memuru bile bir günde bu kadar gelin görmez!
“Abla” ve kız kardeşlerinin ilk kez bir gezide, uygulanışını beğeniyle gözledikleri, rehberin grubuna dağıttığı kulaklıklar aracılığıyla kurduğu tek yanlı iletişim: 80 metre çaplı alanda, kardeşler sağda solda fotoğraf çekerken rehberi duymayı da sağladığından pek hoşlarına gider. İş adamı Tretyakov’un Rus ressamlarının tablo ve ikonalarını topladığı evi sonra Sanat Galerisi’ne dönüşmüş. Tablolarda Büyük Petro’ya kadar erkekler sakallı… Aivazovsky’nin Karadeniz’de fırtına, batan tekneler konulu tabloları beraberce izlenir; Levitan’ın kır manzaralı tablosuna çizdiği yan yana üç kütükten oluşan minik köprü, tablonun önünden geçenlerle beraber yön değiştirerek herkesi şaşırtır!
Ünlü Arbat Sokağı Hard Rock Cafe’de yenen öğle yemeği, iç mekân düzenlemesi, tanınmış rock’çıların enstrüman, giysi, fotoğraf vs. ile “abla”nın hard rock kültüründeki geniş deliği bir nebze olsun kapatır.
Grup, adının Türkçe çevirisi Bakireler Manastırı anlamına gelen mezarlıkta, Çehov, Gogol, modern düzenlenmiş dalgalı görünümü ile Yeltsin, Rostropoviç, ilk sirk müdürü Mikunin ve aralarında kozmonot, savaş uçağı tasarımcısı mühendislerin, bilim, sanat insanlarının bulunduğu pek çok önemli Rus kişisinin mezarından sonra Nâzım’ın, Vera Tulyakova Hikmet’in mezarını görme imkânı bulur.
Moskova Kanalı boyunca süren şehir turu Gorki Parkı yanından geçerken rehber devam eder; "...eski savaş uçakları ile 600 Avro’ya havadan şehir turu yapılabiliyor… Yobazlık yok… Tecavüz yok! Rus Hamamları Fin Hamamları gibi, buharlı banyo, yapraklı dallarla sırta masaj, aynı…"
Dilek paralarını omuzları üzerinden atıp-fotoğraflama kuyruğunu geçip Sıfır Noktası’ndan kemerli bir kapıyla Kızıl Meydan’a giren gruba, geniş meydanı çevreleyen binaları tanıtan rehber, Tarih Müzesi'ni, yanındaki kulenin tepesindeki 1,5 ton ağırlığındaki yakutlu kızıl yıldızı, Devlet Başkanlığı Binası'nı, Lenin’in mumyasının yattığı granit mozoleyi, 660 m x 220 m genişliğindeki Gum alışveriş merkezini, 7 m çaplı saati, Kazan Kilisesi’ni, Çar’ın duyurularını yapıp veliahtını ilân ettiği basık sütunu, önünde köylü-asker ikilisinin örgütlediği Polonyalılara karşı direniş anısı heykel ile çekirdek grubun harika koroyu dinleme şansı yakaladığı Aziz Vasili Kilisesi’ni gösterir.
Otele dönüş yolunda rehber, Bolşoy’un restorasyon için 10 yıllığına kapalı olduğunu, kışın nehirlerin 1,5 metre kadar donduğunu, çift camlı PVC sistemini önce iki tane (dört cam) sonra da üç tane şeklinde kullandıklarını, Belarus’ların Viking kökenli Slavlar olduğunu anlatır, Rusçasıyla ilgili bir soruyu 2,5 ayda hipnoz altında sözcük öğrenerek… diye yanıtlar.
Işıklar altında Moskova Turu için alacakaranlıkta, bir sanat galerisi zenginliğindeki metroya inen grup, tavanları sosyal içerikli mozaik madalyonlarla süslü Belaruskaya, vitraylı Novodskaya, Lenin mozaiği ve kristal avizeli muhteşem Komsomolskaya, Kiev’e giden trenlerin geçtiği Kievskaya ve yer üstündeki olayları anlatır 80 bronz heykelli İhtilal Meydanı istasyonlarını inceleme imkânı bulur.
Günün son durağı, zengin çocuklarının son model araba ve hemen hemen aynı hacim ve muhtemelen fiyatta motorsikletlerini birbirlerine gösterip yarıştıkları sekiz şerit caddelerden geçip ulaştıkları Zafer Meydanı. Ortasındaki 1941-45 arasında yapılan ve 1110 gün süren savaşın aşamalarının 10 cm’de bir anlatıldığı Zafer Takı’nın yüksekliği 110 m.
19 Mart 2009 Perşembe
Volga Gezisi ikinci gününde “abla” ve grup, günışığında ve gece “ışıklar altında” Moskova’yı gezerler.
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder