4 Ağustos 2008 Pazartesi günü, grup Türkiye’ye dönüşe hazırlanırken, “abla”larının mırın kırınlarına kulakları tıkalı ortanca ve küçük kız kardeş "5 saat gemide bekleyecek değiliz" diyerek 10:00’da bavullarını kapılarının önüne bırakırlar. Niyetleri, önceki günlere sığmayıp akıllarına takılan birkaç St. Petersburg mekânını görmek.
Son dakika çekirdek grubu, bu kez kaybolmadan metroyla Nevski Caddesi’ne ulaşır. Yağmur altında ilk hedef, önünden birkaç kez geçtikleri Kazan Katedrali: Küçük grup burada, çok az sayıdaki turist ile birlikte, yukarıda bir balkondan ufak bir kadınlar korosunun eşlik ettiği ayini izlerler. Mumların satıldığı yerde Kiril harfleriyle yazıldığından içeriği anlaşılmayan, “abla”da Tanrı’dan istek olabileceğine dair bir duygu uyandıran kağıtların, altarın kırmızı halı kaplı basamaklarında diz çöken bir adam, sonra da bir kadın tarafından papaza verildiğine tanık olurlar. İşe giderken uğrayıp çiçeklerini bırakan, dua edip Aziz ikonalarını öpen, sessizce ayin dinleyen yerli halkla, haftanın ilk günü beraber olduktan sonra, St. İzak Katedrali’ne yollanan çekirdek grup burada büyük boyutlu, incelikle işlenmiş vitraylar yanında, “abla”nın dikkatini çeken Da Vinci Şifresi kitabı ve filmine konu olmuş, İsa’nın yanında Maria Magdalena’nın göründüğü az sayıdaki son yemek tablolarından birini inceleme imkânına sahip olurlar. Katedralin tabanının ortasındaki metal işaret çivisine basıp tam yukarıya bakarak, kubbe üzerindeki kulenin tepe noktasına resmedilmiş bembeyaz bir güvercin motifini de fotoğraflayıp dönüşe geçerler.
Metro istasyonuna giderlerken, zamanın yeterli olduğunu görüp önlerine çıkan Çikolata Müzesi’ne giren küçük grup, köklü saray geleneği olan tüm ülkelerdeki gibi gelişkin bir şekerleme, çikolata tarihinin sergilendiği vitrinleri izler, metroya varmadan tükettikleri minik bir alışveriş de yapar, gemiye dönerler.
Limanda, arada atıştıran yağmur bulutları altında bavulların otobüse yüklenişine gözcülük edip havaalanına yollanan grup, derli toplu, küçücük St. Petersburg Havaalanı’nda son dakika alışverişlerini yapar, x-ray kontrollerinde ayakkabıların bile çıkartılıp incelendiği titiz bir üst aramadan geçerler. Alanya’daki bir etkinlik için, uçağa birlikte bindikleri, yaşları 7-15 arası Rus kız çocukların, arada sabır zorlayan cıvıltıları arasında, akşam saatlerinde, Yeşilköy’e Atatürk Hava Limanı’na inmeden az önce, uçakta St. Petersburg ve Moskova konulu haritalı gezi kitaplarını inceleme fırsatını ancak bulmuş, “abla”nın gezinin planlayıcısı küçük kız kardeşinin görmedikleri yerleri kastederek "…ilk fırsatta bir Moskova-St. Petersburg turu almalıyız!" sözleri epey neşeye neden olur.
20 Mart 2009 Cuma
“Abla” uçakta, koşturmaktan bakamadığı gezi kitaplarını okuyup "hemen bir Moskova-St. Petersburg turu almalıyız!” diyen kardeşine pek güler!
Etiketler:
Çikolata Müzesi,
Kazan Katedrali,
St. İzak Katedrali
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder