20 Mart 2009 Cuma

Gezinin dördüncü günü, Volga üzerinde, Moskova’dan 266 km. uzaklıkta Uglich’te karaya çıkan “abla” ve grup, şehri gezerler.

Moskova Kanalı’ndan ayrılıp altı seviye havuzu sonra Kalyazin’de batık Kurtarıcı İsa Kilisesi’ni, daha çok su üzerindeki çan kulesini görüp fotoğraflayan gemi halkından, “abla” ve kız kardeşlerini ola! diyerek selâmlayan İspanyolların sayısı, dördüncü günde giderek azalır. 27 Temmuz 2008, Pazar günü, günlük programda uyandırma’nın hemen altında belirtilen 45 dakika süreli sabah jimnastiğine itibar etmeyen gruptan, geminin ön tarafındaki Panorama Bar’da yerel rehberin verdiği Rusça dil dersine katılım oldukça yüksek olur. Antalya’da epey bulunduğundan Türkçesi çok şirin yerel rehberin kursiyerlere dağıttığı kâğıtlarla, üç sütunda önce şifre tadındaki Kiril Alfabesince yazılışları, sonra da Lâtin harfleriyle nasıl söyleneceği ve ne anlama geldiği belirtilen Rusça selâmlama, hâl hatır sorma, tanışma, vedalaşma ve teşekkür*, mahâlle mektebi havasında bir ağızdan çalışılır. Dersin ikinci kısmında grubun gayretli elemanları, kâğıdın arkasındaki karşılıklarına bakarak Kiril harfleriyle adlarını yazar.

Tüm gemi halkının birlikte Kalinka’yı çalıştığı Rus şarkıları dersinden, piyanoda Tatiana ve kemanda Ludmilla’nın verdiği mini klâsik müzik konserine dar yetişen “abla” ve kız kardeşlerinin ruhları öğle yemeğine giderken tıka basa doymuştur. Yemek sonrası uygulamalı Rus Mutfağı dersini kaytaran “abla” ders sonunda dağıtılan sıcacık bliny (Rus krebi) tadarken, Beef Strogonoff, ev usulü güveç ve borş çorbası** tariflerini "uzun vadede denerim belki…" diyerek alır.

Volga kenarına 937’de inşa edilen ilk kale, 15. yüzyılda kale içinde, ahşap yapı döneminde tuğladan inşa edildiğinden sıra dışı bulunan bir saray ile anılan, Korkunç İvan’ın küçük oğlu Dimitri’nin burada öldürülüşüyle saltanatın Ruric Hanedanı’ndan Romanov’lara geçtiği zengin tarih barındıran Uglich, isminin kökeni, rehberin demesine göre "hem kömür hem köşe anlamına gelir…" Dimitri’nin anısına 100 yıl sonra yapılmış Kan Kilisesi’nin zemini ısıtma amacıyla metalden… Ölümü haber verdiği için çanı cezalı… Yükseliş Kilisesi’nde 5 erkek sesinden etkileyici koro parçaları dinleyip topluca resim çektiren grup martı anlamında Chayka marka saat alışverişine gider. Kardeşler, 200 rubleye “abla”nın kızının ilgisini çekebileceğini düşündüğü kumaştan yapılmış ışıltılı, taç biçimli kokoş denen yerel başlıklardan alır; Antalya’daki tatilini unutamamışa benzeyen, eliyle koluyla anlata anlata bitiremeyen atletli, votka kokulu Rus’tan su alışverişi yapıp gemiye yönelirler. Günün son alışverişi, çok yaşlı bir kadından bir demet papatya, bir diğerinden bir bardak küçük yuvarlak koyu renkli yabani bir meyve, yerel rehberin demesine göre çernika, olur.

20:00’de yola, Yaroslavl’a yola çıkan gemide akşam yemeği sonrası Slavitsa folklorik müzik konseri ardından geceyi dans ederek esnetenler dışında grup, kulaklarında pek çoğu Türkçeye aranje edilmiş güzel melodilerle, günlük programdaki kuaförümüz Tatiana her zaman yeni saç modelleriyle sizin için hazır satırı altındaki lütfen saat 23:00’ten sonra koridor ve odalarımızda sessiz olalım, uyuyanları düşünelim uyarısı uyarınca sessizce odalara dağılıp uykuya çekilir.

*Zdrastvuytse Merhaba, Dobriy den iyi günler, Kak dela? Nasılsınız?, Haraşo İyi, Au vas?, Ya siz? Kak vas zavut? Adınız nedir? Menya zavut Benim adım…, Da svidanya Allahaısmarladık, Spasiiiba Teşekkür ederim, Pajaalusta Lütfen, İzvinitsze Özür dilerim

**Borş çorbası 2 litre için : 300 gr. Pancar, 300 gr. Lahana, 300 gr. Patates, 100 gr. Havuç, 100 gr. Soğan, 60 gr. Salça, 40 gr. Yağ, 20 gr. Şeker, 2 çorba kaşığı sirke, 1,5 litre et/tavuk suyu, maydanoz: Et suyunun kaynamasını beklerken, pancar, havuç, soğan, patates, lahana küçük uzun parçalar halinde doğrayın. Patatesi et suyuna katarak kaynatın. Pancar, havuç ve soğanı tavada 40 gr. yağda yumuşayana kadar çevirin. Yumuşayınca salçayı ekleyip 2-3 dakika daha pişirin. Tavadaki tüm malzemeyi, kaynamakta olan patatesli et suyuna ekleyip tekrar kaynayana kadar karıştırın. Lahana ve maydanozu ekleyip şeker ve sirkeyi de koyduktan sonra 1 dakika kaynatıp altını kapatın. Tencerenin kapağını kapatıp yarım saat kadar dinlendirin. İstenirse sarımsak ve kırmızı dolmalık biber de eklenebilir.

Hiç yorum yok: