26 Mart 2018 Pazartesi

“Abla”nın Vietnam, Kamboçya, Laos Gezisi 11

6 Şubat 2018 Salı sabahı 07:00’de odaları önüne çıkan “abla” ile kız kardeşi, bir gün önce anlatılan, günlük tayınları peşinde keşişlerin, başı ucu görünmeyen turuncu renkli upuzun bir kurdele gibi akışlarına tanık olur: Sabahın puslu serinliğinde yalınayak yürüyüşleri sırasında, duraklayan –kesinlikle durmayan-, keşişlerin omuzlarından asılı, kapağını açtıkları hasır sepette yiyecek kaplarına, giysisi üzerine çapraz enli beyaz kurdele takmış diz çökmüş kadın, bir topak pirinç bırakmakta. O ara karşı evden başka bir kadın gelir, el kolla işaret edip -diz çöken- “abla”nın önüne ufak bir sepet pişmiş pirinç verir. Akışı aksamayan ama artık ucu görünmüş turuncu bandın son üyeleri bu kez “abla”nın önünde duraklar, pirinçlerini alır, akmaya devam ederler.

Kahvaltı sonrası Kraliyet Mabedi yolunda grup, yeni yerel rehberden “khobjai” (teşekkür) demeyi öğrenir:

“Luang Prabang, Barışı Getiren Buda anlamında; ticaret amaçlı bir kent. Bir kraliçe çeyiziyle gelirken som altın bir Buda heykeli getirmiş. Süslemede İtalya’dan gelme renkli camlar kullanılıyor. Buda’lar yılda bir kez Mekong’dan gelen suyla yıkanıyor, su sonra halkın üzerine serpiliyor. Altın varak büyük Buda heykeli üzerine bina sonradan inşa edilmiş.”

Grup, ağaç altlarında huzurla oturan Buda’larla, sunaklarla dolu bahçede bir başka binaya girerken yine ayakkabılarını çıkarır: “Altın cephesinde Hanuman’la kardeşinin savaşları, Sita’nın kaçırılışı, Rama’nın karısını kurtarışı, dansı anlatılır… Son kralın babası öldüğünde, içerideki çok başlı ejderli tahtırevan, binanın ön cephesi sökülerek çıkarıldı, cenaze şehirde gezdirildi.” İkona benzeri, bazısı kabartma, camlı çerçeveli düzenlemeler yanı sıra binada yüzlerce irili ufaklı Buda var.

Yatan Buda’nın bulunduğu binada duvarlar, gündelik yaşamın renkli camlarla resmedildiği kompozisyonlarla bezenmiş.

Hayat Ağacı cepheli binada “…avcının yoluna geyik görünümünde çıkan Buda’nın veganlığın başlangıcı…” olduğu anlatılır.

Grup merdivenlerle nehir kıyısına iner, arkasında tekne sahibinin evinin bulunduğu ince, bayağı uzun tekneye biner; “Bu Mekong’a üçüncü çıkışımız, 30 km gideceğiz. Mekong’un 1900 km’si Lao topraklarında…

Gri hava serin. Pusa bulanmış kıyıda sağlı sollu tik ağaçları görülen geniş nehirde yol alınırken, sarınmak için battaniye dağıtılan grup, ‘çay kahve servisi duyurusu’nu alkışlarla karşılar. Teknenin başında köşede pirinçli sunak. Ön kısımda teknenin kenarı boyunca çepeçevre uzanan, üzeri fırfırlı şilte, üçgen prizma yastıklarla döşeli ahşap sekinin sırtı, tavanı tutan sütunlar oymalarla süslü. Cilalı masalar, yerdeki yaygılar, perdeler temiz, bakımlı. Kapısı yanında, üstünde ayna ve ecza dolabıyla lavabo bulunan tuvalet girişinde bir çift plastik terlik, karşısındaki duvarda, aralarında aile fotoğraflarının da bulunduğu tablolar. Birkaç yere yapıştırılmış etiketlerde; www.chiangmaitraveladvisor.com.

Suya inen eğimli ekili bahçelerde, güzel evlerin önlerinde irili ufaklı tekneler bağlı. “Hava güneşli olsaydı, su kıyısında çamaşır yıkayan keşişleri görecektik.” Arkasında asılı çamaşırlarıyla grubun yanından geçen tekne iki katlı. O ara düzenin, temizliğin sebebi, kaptanın karısı, kolunda çantası sessizce gider kocasının arkasına oturur.

Çin-Laos tren yolu yapımı sürmekte, nehirde küçük teknelerle kargo taşımacılığı yapılır… Ülkenin doğal kaynağı orman… Tayland’a benzer bir alfabe kullanılıyor… Kıyıda otele dönüştürülmüş eski bir hapishane, Mekong ters yöne aktığı için kaçmak zor.”

“Neden Lao(s)?” sorusu “Ülkenin adı Laos, Fransızlar ‘s’ olmadan diğerleri ‘s’ ile söyler, sıfat ise Lao city, Lao food gibi…” yanıtı alır. “Bayraktaki kırmızı kan, mavi doğa, ortadaki yuvarlak ise Lao halkı.” “Yağmurlu sezon?” sorusunu Vanh, “Kırsalda evlerinde geçiriyorlar,” diye yanıtlarken grup rehberi devamla “bir hafta güneşin göründüğü oluyormuş, öyle bir yağmur anlatıyor ki,” der, ”biz bilmiyoruz.”

Tekne yolculuğu sırasında ancak tanışma fırsatı buldukları, 3 ve 8 yaşlarında iki kız babası 10 yıllık rehber (adını yazar) Vanh, ailesinin resimlerini gösterir. Bir başka zaman aralığında “abla”, sohbet sırasında grup rehberinin tasarladığı, ilkokul çocuklarının ebeveynleriyle birlikte oynayabilecekleri projesi hakkında bilgi edinir; bedensel, zihinsel becerileri geliştirmeye yönelik, tarih, coğrafya bilgisi de verebilecek ‘antik kent sırları’ içerikli güzel proje, “abla”nın “torun bir an önce büyüse” dediği türden…

Kıyıda bir fil çiftliği, kumsalda nehrin bazı yerlerde 10 m’ye kadar yükseldiğinin kanıtları görünmekte. Suda işaret taşları.

Teknenin önünde durduğu merdivenler pirinç viskisi üretimi ve satışı yapılan binalara çıkar. Posası domuz yemi olan, 30 kg pirinçten 20 kg viski eldesinin anlatıldığı sunum sonrası tadım yapılır. “33’lük eski soda şişelerini hasır kaplayıp kullanılıyor. %15 alkollü tatlı içki 6 USD. Mısır, şekerkamışı ve muzdan da içki üretilmekte.”

rkada irili ufaklı stupalar arasında bereli, turuncu harmanili bir keşiş yerleri süpürmekte.

Savaş sırasında saklanma ve tapınak amacıyla kullanılan, tekneden inenin bambu iskelede yürüyerek dibine vardığı dik merdivenlerle ulaşılan iki kısımlı Buda Mağarası’nın ilk bölümünde, her gelen bir tane bıraktığı için bazıları ahşap üzerine varak altın, irili ufaklı binlerce Buda heykeli var. Suyun ‘64’te vardığı yükseklik mağara cephesine işaretlenmiş.

Aralıklarla, bebekleri kucaklarında, bir şeyler satan kadınlar dizili, taş trabzanlı ve basamaklı genişçe merdiven, grubu, uzunca tırmanış sonrası asıl mağaraya götürür. Solda girintide beyaz giysili bir müritle bir ritüel canlandırması, mağaranın girişinin sağında yukarıda oturmuş, dünyanın tüm kötülükleri kocaman karnında, neşeyle gülümseyen Buda heykeli.

Mağara tümüyle karanlık, bereket cep telefonları fener taşımayı gereksiz kılacak kadar yetkin. Restorasyon için yardım toplama noktasını kutsal suyla arındırılan Buda heykelleri izler. Kayalarda aslan başları, enerjisini dünyaya yayan Laos’un en eski Buda’sı, duvarların yükseklerinde sunaklar…

Teknelerinin öğle yemeği için yanaştığı kıyıda, orman içinden gelen bir fil kafilesi gruba, önce arka, sonra ön bacaklarıyla çökerek sırtlarındaki turistleri indiren filleri görüntüleme fırsatı verir. Lokantada bir fotoğraf Mekong’un bir yükselişini belgelemekte; iki katlı bir ev yüksekliğindeki bina çatıya kadar su içinde. “Abla” içi ürpererek, yemek yediği yerin su altında olduğu fikrini, hızla aklından uzaklaştırır.

Araca giderken görülen, hasır uzun sedyelere kurutulmaya serilmiş, üzerinde, dilim domates, susam ve ince kıyılmış sarımsak bulunan yeşil tabakalar yosundur. Nasıl bir işlemden geçiyorsa, son yemeklerinden birinde tatma fırsatı bulup çok beğenen “abla”nın hevesle alıp İstanbul’a götürdüğü atıştırmalık, kendisi de dâhil kimsenin ağız tadına uymaz.

40 km sonra ulaşılıp yukarısında inilen ve aşağı doğru izlenecek olan Kuangsi Şelalesi’nin açık yeşil suyu, ağaçlar arasından kıvrılarak inen toprak yoldan yürüyen turistlerle birlikte neşeyle akmakta.

Bazılarının önünde Latince ve yerel adları yazılı etiketlerde ne işe yaradığı belirtilen; kök ve kabukları yöresel bir hastalıkta ateş düşürücü, mobilya yapımına uygun, yine ateş düşüren bir ot yanı sıra “Mr. Bounmee’nin özel ağacı” gibi hikâyesi olanlar, adım başı, hatta “abla” grubu olarak devasa ağaç içinde fotoğraflanmayı hak eder.

Huşu içinde yürüyen grubun yolu bir grup, birebir boyutlu ayı maketince kesilir; Free The Bears hareketi anlaşılan, Sun Bear, Moon Bear, Andean Bear, Polar Bear, American Black Bear, Brown Bear gibi hayvancıkların özgürlüğü için çalışmakta.

Park çıkışında bir ızgaradan yükselen dumanlara seğirtenler, yüzleri karışmış bir şekilde uzaklaşmakta; korlar üzerinde içi açılmış bir farecik kokular salarak pişmekte…

Az ötede biber ve tuzla beraber yenen ham mangoyu tercih eden grup alışverişe dağılırken “abla” kız kardeşi ve bir hanım eğimli yolda yürüyüşe geçer; araç yetişip onları alana dek Thapan sağlık ocağını geçer, işine ara verenlerle selamlaşır, bir aileden tatlı yufka ikramı alır.

18:30’da otele varılır; grup rehberi, odalara banyolara konan, bazısı alışkanlık gerektiren kokuları olan yeşillikleri atmalarını önerir. “Abla” ile kız kardeşinin sabah çıkarken ‘temizlemeyin’ direktifi verdikleri odalarının kapısında, içinde bir rulo tuvalet kağıdı ile iki pet şişe su konmuş naylon torba!

İçinde güzel duygularla “abla” akşam yemeğine giderken, girişte duvardaki fotoğraflı etiketi not almayı borç bilir:

“Housekeeping ID Card, No: 009
Sa Bai Dee! My name is Pheng. I had the pleasure. HAVE A PLEASANT STAY!
Pheng is a Housekeeping SADA HOTEL since Aug 6th 2017

Otelin tik çanak içindeki frangipanin hoş kokusu dalgalanan lobisinde toplanan grup akşam yemeği için Fil Lokantası’na gider. Daha sonra yürüyerek gidilen, bir gece önce servisini beğenip sempatisinden etkilendikleri Şarl’ın yerinde uzun sohbet sonrası “abla”, adam başı 1 USD vererek tutulan tuktukla otele döner.
 


Luang Prabang Buda Mağarası görselleri:

Free The Bears hareketi hakkında: https://www.youtube.com/watch?v=7KlFntZNUpU

Hiç yorum yok: