26 Mart 2018 Pazartesi

“Abla”nın Vietnam, Kamboçya, Laos Gezisi 8

3 Şubat 2018 Cumartesi sabahı “abla” ile kız kardeşi -genelde odalara yapılan etkinlik anonsu bu saatte uygunsuz görülmüş olacak ki- saat kurar, sessizce kalkar, hazırlanır ve üst güverteye çıkarlar. Saat 06:30; bir gece önce sözleşmiş “abla” dörtlüsü, serin, nemli, puslu, gri gök altında beyaz giysisiyle parıldayan Thai Chi hocası rehberliğinde günü selamlamak üzere, beş İtalyan beyle birlikte ikişerli dizilirler. “Abla”nın, çocukluğunda anneannesinden öğrendiği Thai Chi’yi anlatan, delişmen Çinli rehber Li’nin, bacaklar hafifçe açık, kollar yavaşça büyük yuvarlak bir daire çizerken “anneannem bir karpuz aldııııı,” bir kol göğse paralel durur diğeriyle dikey kesme hareketi yaparken, “ikiye böldüüüü”, kolunu ileri uzatıp, diğerini çekerek “bir dilimini bana verdiiiiii, diğerini kendi aldıııı” diyen sesi halâ kulaklarında…

Hoca grubu selamlar, yavaş dengeli hareketlerle çalışmaya koyulur. Gündelik giysileri içindeki dokuz kişilik grup elinden geldiğince hocayı taklit eder. Çalışmanın son kısmı, herkesin, önündeki kişinin sırtına masaj yaptığı bölümdür; “abla” ülkeden binlerce km uzakta hiç tanımadığı bir İtalyan beyin sırtını, omuzlarını ciddiyetle ovalar. Sonra herkes arkasını döner ve az önce kendisine masaj yapanla ilgilenir. Toplam yarım saat süren bu çok özel etkinlik ne yazık, olayın harici tek şahit olmadığından fotoğraflanamaz.

Körfezde dağkayalar arasına dağılmış tekneler tepesinde ufacık figürler, kendileri gibi sakin, yumuşak hareketlerle devinmekte; güneş görünmeye direnmekte.

Odaları boşaltan ve ufak tefek atıştırıp yine kayıkla, bu kez, Dünya’nın etrafını uzaydan dönen ikinci kişi kozmonot Ti Top’un, Rusya ile dostluğu gösteren heykeli dikili adaya varılır. Kalın ip trabzanın desteklediği tırmanış 15 dk sürer. Tepede, sekizgen çatılı rasathane, Dünya’nın her bir yerinden ziyaretçiyle iğne atılsa yere düşmez durumda.

İnişte incecik kumlu kumsala varanlar, denizden bir hanımın çıkışına şahit olurlar; hava 15 derece civarı ama hanım pek şikâyetçi görünmez.

Tekneye dönüşte, katılımcılardan bir hanımın Bangkok’a geçip yoluna yalnız devam etme niyetiyle motorla ayrılışına rastlayan grup el sallayarak yolcuyu uğurlar. Kahvaltı sonrası grubun tanık olduğu; koridordaki havlu çarşaf yığını giderek kabarırken bir sonraki misafirler için hazırlanmakta odalar, hızla temizlenmekte.

11:00 civarı tekneye veda eden grup, hızla büyürken şantiye görünümü arz eden yerleşimi geride bırakır. “Vietnam’dan ayrılıyoruz. Vaktimiz var, uçağımız 19:30 civarı Siem Reap’a iniyor. Kamboçya Pol Pot yüzünden eğitimsiz. İki gün kalınacak, alışverişlerinizi USD ile yapabilirsiniz. Siem Reap büyük bir şehir, ceplerimize dikkat!

Havaalanına gidilirken bir kez daha taze ananas molası verilir. Salkım saçak elektrik tellerinin bağladığı, geriye doğru uzamış evlerin güzel cepheleri kırsalda da dar. Kasaba girişleri bir tür tâk ile belirlenmiş.

Araç durur; grup kısa patikayı yürür, karşılıklı iki ejderha arasında ying yang figürüyle süslü alınlıklı tâkı geçip Halk Mezarlığı’na girer. “Beden et kemikten ayrılsın, ruh uzaklaşsın diye üç yıl geçici mezarda bekletilir. Üç yıl sonunda kemikler çıkarılıp şarapla yıkanır ve urneye yerleştirilip kalıcı mezara konur. İlk töreni ölenin kardeş çocuğu, ikincisini oğlu yürütür. Topluluk belediyeye ödeme yapar, evsiz, kimsesizler o şekilde defnedilir.” İki üç katlı, Çin tarzı çatılı, bazısı tek renk sade iken bir diğeri renkli nakışlı; hatta zümrütle süslenmişi de varmış.

Yol üzerinde muz bahçeleri, arada bir çimento fabrikası… “Ülkede üç yıl yaşayanın mülk edinme hakkı var.” Bir soru üzerine, “Sezonluk tarım işçisi ayda en çok 150 USD kazanıyor ama sadece hasatta, inşaatta çalışıyorsa en fazla 300 USD.” “Laz fıkranız var mı?” sorusu, “Yok; kırsalda sözlü edebiyat geleneği sürüyor, bizimkiler mitolojik” yanıtı alır.

Çok düzgün, yemyeşil bir tarla önünde araçtan inilir; kişniş, nane, soğan, marul arkları arasında çok yaşlı bir kadın şapkasını geri kaydırır, elinde bir demet yeşillikle gruptan birkaç hanım arasında güler yüzle poz verir. 

“Dört yılda bir seçim yapılıyor, devlette yozlaşma var, politikasını karşıymış gibi sürdürse de herkes rüşvet alıyor”. Quen antikomünist, karısı komünist parti üyesi, evde siyaset konuşulmuyormuş. “Yeni nesil savaşı unutmak istediğinden apolitik”. “Abla” Vietnamlıların eşcinselliğe karşı tavrını merak eder: “Kabul görüyor, evlilik yapabiliyorlar, popüler şarkıcılar var.”

Kapısında tantanalı bir tanıtım yapan elektronik market, grubun beklentisi karşılamaz, yola devam edilir. Mola ardından, 15.000 kişinin çalıştığı Samsung fabrikası ve nihayetinde ‘Kuzey Vietnam yolculuğumuzda bize eşlik ettikleri için rehberimize ve şoförümüze teşekkür ederek’, Kamboçya’ya geçmeye hazır grup, havaalanında iner.

20:30’da Kamboçya, Siem Reap’a inip fotoğraflarına 30 USD ekleyen grup, rehberin bu sayıyı biraz daha yükseltmesiyle harekete geçen görevlinin gayretiyle, çok beklemeksizin giriş işlemini tamamlar, esintili, 27 derece şehre katılır.

Grubu sayan yerel rehber Khan Türkçe “hoş geldin, merhaba” der ve şoförü tanıtır “Hien”. “Bir kraliyet şehri, turizm odaklı bir kent, tuktukla geçerken, fotoğraf çekerken dikkatli olun, pasaportlar otelde kalsın… Kendi dininden, kendi dilini konuşan, kendi insanını katleden Pol Pot zamanında ülke, nüfusunun %30’unu yitirdi. Doğal olarak erkek nüfus az. ‘92’den sonra BM desteğiyle yavaş yavaş eğitim, gelişme başladı. Sağlıkta İsviçre yardım etti. Siem Reap eski, Phnom Penh yeni başkent.

Nehir üzerinden geçip otele ulaşan grup, dinlenmek isteyen “abla” dışında yeniden geceye karışır. Sonradan kız kardeşinin, rastladıklarında gösterdiği, spatulayla kazınan dondurma, adım başı koltuklarda ayak masajı, Pub Street, Siem Reap güzellikleri…


Siem Reap görselleri:
https://www.google.com.tr/search?q=siem+reap+kambo%C3%A7ya&tbm=isch&tbo=u&source=univ&sa=X&ved=0ahUKEwjmyu6A5YvaAhVKzqQKHbS1DY4QsAQISw&biw=1242&bih=612

Hiç yorum yok: