20 Eylül 2014 Cumartesi

“Abla” grubu dokuzuncu gün Java’da, Borobudur, Mendut, Pawon ve Prambanan tapınaklarını gezer.


5 Ağustos 2014 Salı sabahı saat 05:55’te, İmam’ın tek tek bellerine sardığı sarı sarongları kuşanıp ellerine birer de fener tutuşturulan grup, aynı saatlerde gelen araçlardan inenlerle oluşturulan kafileyle, puslu karanlıkta yürüyerek bilet kontrol noktasına varır. Çantalar kontrol edilir, çok dik merdivenler tırmanılır, ters dönmüş çan benzeri stupaların kenarlarına Doğu’ya bakar biçimde konuşlanılır. Serin karanlıkta fotoğraf çekiminin ana modeli havada dönüp duran incecik su tozlarıdır.

Saat 05:55, hava aydınlanmakta; pusula ile Doğu net biçimde saptanmışsa da sise bulanmış ağaçların seçilir olması dışında gün doğumundan iz yok. Umudu kesen, sarı, turuncu, kiremit renkli saronglarla birbirlerinden ayrılan gruplar fotoğraf için dolanmaya başlar. “Abla” grubu toplanır, güzel bir grup fotoğrafı çekilir.

İmam anlatmaya başlar: “Giderek küçülen altı kare üzerine küçülerek yerleşen üç daireden oluşan tapınağın yatay planı evreni temsil eden bir mandala. Aşağıdan, duvarları, Dünya yaşamını sembolize eden resimlerle bezeli katlardan başlayıp döne döne yükselerek yol alan kişi giderek, hiçbir resmin olmadığı daire planlı katlara ve spritüel benliğine ulaşır. Dört kez saat yönünde dönüp kabartma resimleri okuyarak yükselirken, keşişler giderek azalır ama en yukarı varan tüm manzaraya hâkim olur. Resimler yan yana konsa 3 km. uzunlukta. Bazı mezheplerde Nirvana son basamaktır, Mahayana Budizm’de Nirvana’ya ulaşılsa da Dünya’ya dönüp kalanlara yardım vardır.”

Ayakta, oturarak, elleriyle, Buda’nın dört yönü de simgeleyen hareketlerini gösteren İmam, “Dört kez dönüşleri sırasında yollarını yitiren keşişler Buda heykellerinin pozisyonuna bakarak yollarını, yönlerini bulurlar.”

“1973’teki son restorasyonda, köylülerin evlerinde kullandıkları parçalar alınıp yerlerine konuldu; mantar, toz, kül temizlenirken farklı görünüme bürünse de her taş orijinaldir. Olmayanlar, üzerlerindeki minik beyaz bir nokta ile işaretlenmiştir. Unesco organizasyonunda sanat tarihçileri, arkeologlar yanı sıra mühendisler de yer almış, hatta mistik havayı yakalamak için Budist rahiplerden yardım alınmış, onlar ortaya bayağı enteresan şeyler çıkartmışlar.”

“Siddartha bir dilenciyle karşılaşır, ona verecek parası yoktur; mendilini serer, dilencinin elindeki Hindistan Cevizi kabuğunu alır ters çevirip koyar, üzerine de değneğini diker.” İmam’ın, elinizde hiçbir olmadan da neşe yaratabilirsiniz ana fikrine dayandırdığı öykü, aynı böyle göründüğünden, “abla”nın aklına, “stupa formu bundan çıkmış olmasın?” sorusunu getirir.

“Stupaların içlerinde bir şey yok; duvar örgüsü, aşağı katlarda baklava biçimliyken daha yukarıda sadeleşerek kare formlu. En tepedeki Buda’nın oturduğu stupa tamamlanmamış.” Kilittaşlarıyla döşeli zemin yer hareketleriyle tümüyle çökmüş, tehdit devam etmekte. Abu Simbel gibi taşımayı neden düşünmediler sorusunu İmam, “Mümkün değil, Budistler detaylı hesaplamalarla buranın en uygun olduğunu saptamışlar. 2010’da altı ay süreyle temizleme amacıyla kapatılmış, kültür mirası olduğundan ibadetten ziyade turizme, ama düşük sezonda ibadet için tüm Budistlere açık… Çevreleyen dağlarda, Buda’nın ölüm anını sembolize eden, sağ dirseği üzerine uzanmış yatar duruşuna benzer panorama var ama sisten anlaşılmıyor.”

Alt katlarda yüksek olan duvarlar, giderek alçalmakta. 1904-1907 yıllarında Hollandalıların sarıya boyadığı kısımla başlayan İmam, Buda’nın yaşamını konu eden kabartma resimleri tek tek anlatmaya başlar. İmam’ın titiz, profesyonel tavrı ile epey zaman alan bu süreci “abla” not almış olsa da sonunda, daha ciddi bulduğu bir kaynağı yazısı dibine Buda’nın yaşamı notuyla koymayı uygun bulur.

Tapınağı uzak, uygun bir noktadan görüntüleyen, eksile döküle gruptan kalan son birkaç kişi otele kahvaltı için döner. Bir akşam önce, oteldeki müzisyenden dinlediği hüzünlü şarkının peşine düşse de “abla”, görür ki anlaşabilme söz konusu değil: Dinledikleri arasından orta Java geleneksel müziğine karar kılar, 150.000 Rupi’ye bir CD alır.

Öğle yemeği sonrası grup, çevredeki diğer tapınakları ziyaret eder: Mendut Tapınağı’ndan Borobudur’a giderken keşişlerin uğradığı, duvarları Budist öğretiyi anlatan kabartmalarla bezeli Pawon Tapınağı eskiden yakma işlemlerinin de yapıldığı bir tür mola yeri, giriş kapısı.

Borobudur’dan önce inşa edilmiş, basamaklı küçük Mendut Tapınağı girişi, her tür turistik ıvır zıvır yanında, halk kültürüne İslam’la girmiş yarı şeffaf gölge oyunu (Wayang Rule) karakterleri satıcılarıyla dolu. Bir yanında geçmişi, diğer yanında (başında bir küçük Buda ilavesiyle) geleceği ve ortada bugünü simgeleyen üç Buda heykelinin bulunduğu odanın yüksek konik yığma taş tavanı gizli bir huzur duygusu yaratır.

Bir saat yolculukla ulaşılan Prambanan Tapınak kompleksi, Unesco kültür mirası. 2004’te tsunami, 2006’da restore edilmiş kısımlarla birlikte depremden, 2010’da yanardağ faaliyetlerinden hasar görmüş 200 binadan 18’i gezilebilir durumda. 9. yy.dan bu yana Hindu Tanrı / Tanrıçalarına adanmış Prambanan Tapınağı irili ufaklı binalarıyla çok geniş alana yayılmış. Grubun, diğerleriyle beraber bellerine bağladıkları saronglar, artık net biçimde anlaşıldığı kadarıyla dinselden ziyade sembolik bir amaç taşımakta.

İmam “Pram iyi, Banan Tanrı, Tanrı için yapılan iyi tapınak anlamında” der, “bu isimde pek çok tapınakla karşılaşabilirsiniz.”

Küçük bir tapınağın birleştirilmeyi bekleyen taşları yığın halinde durmakta, depremin çok erken saatte olması burada can kaybını engellemiş; İmam’ın 84 yaşındaki annesi böyle şiddetli bir deprem hatırlamıyor. “Kabartmalar taşıyan duvarları birleştirmek kolay, bir de artık bilgisayarlardan faydalanılıyor”

“Endonezya’daki en güzel Hindu tapınağı, kast sistemine göre, krala, ailesine, maiyetine ve dokunulmazlara, ayrı bölümler barındırmakta; Şiva adına başlanmış olsa da, Hindistan’da genelde bir Tanrı ya da özelliği adına tapınak yapılmaz.” Gruptan gelen, “Orijinal halini nasıl bilip de restore ediyorlar?” sorusu, “Resim ya da çizim yok, tahminle…” yanıtı alır. “Borobudur ile rekabete girişip çok sayıda tapınak yapıyorlar; Şiva için yapılanı Borobudur’dan sadece 2 cm yüksek.”

Tapınak girişlerinde, ilgili tanrının kutsal hayvanları, Brahma’nın kuğusu, Şiva’nın boğası yanı sıra tapınaklar içinde ise Ramayana hikâyesini anlatan kabartmalar yer almakta.

Genç bir İngiliz’in, Vişnu ile poz veren “abla” üçlüsünü fotoğraflamasından sonra, çıkışta içinden geçilen sıra sıra lokantalardan biri önünde tanıdık bir sözcük daha: Dawet.

Grup toparlanırken “abla” ile ortanca, Hindistan cevizi yığınından ikisini seçer; tepeleri kesilip birer pipetle servise sunan kadından alıp içerken, küçük kız kardeş tarafından belgelenirler.

Gecelemek için Yogyakarta’ya dönülür; ortanca ile küçük kız kardeş fotoğraf için otelin yakınındaki hareketli cadde Malioboro’ya giderken “abla” dinlenmeye çekilir.

 

“Abla”nın gezi arkadaşının bol fotoğraflı izlenimleri:

http://gezix.blogspot.com.tr/

Buda’nın yaşamı:

http://tr.wikipedia.org/wiki/Gotama_Buda

Borobudur görselleri:


Mendut görselleri:


Pawon görselleri:


Prambanan görselleri:


Hiç yorum yok: