6 Ağustos 2014 Çarşamba sabahı toparlanıp
yola dökülen grubun Yogyakarta’daki ilk durağı, 1755’te başlanan, yapımı 40 yıl süren Kraliyet Sarayı: “Babadan oğula geçen sultanlık için, şimdilerde, beş kızı olan 10.
Sultanın dört erkek torununun başka soydan geliyor olmaları dolayısıyla kriz
yaşanmakta ve Sultanın en yaşlı erkek kardeşinin çözüm olabileceği
konuşulmakta.”
Sarayın
önündeki kutsal Banyan ağaçlarıyla çevrili geniş toprak meydan törenler,
pazarlar için.
Girişte,
sarayı ziyaret için uygun giysiler, resimli bir Yes/No panosu ile gösterilmişse
de grup, içeri girerken, sandalyelere oturmuş beş kişilik –jüri- önünden geçerken denetlenir; birine, ufak bir el işareti ile
şapkanı çıkar mesajı iletilir.
Sarayın
rehberliğinde gezileceği hanım önlerine düşer: “14 hektarlık alana yayılmış sarayın yedi bölümünün üçüncüsündeyiz.”
Teak ağacı, dağ formlu çatılar, avluyu çevrelemekte. “Sultan Müslüman ve arkada bir cami olsa da Budizm, Hinduizm bir arada
yaşar.”
Müzik
bölümünde, orkestra anlamına Gamelan:
“Her gün 10:00-12:00 arası müzik
yaparken, Hz. Muhammed’in doğum gününde iki Gamelan birden çalar.”
Sağ
kötü, sol iyi’yi temsilen iki Budist figürle korunan bölümde bir oyuntuda
gerçek boyutlu iki saray muhafızı figürü, batik etek/serpuş, siyah mintan,
sırtta kuşağa takılı keristen oluşma üniforma ile bağdaş kurmuş oturmakta.
Duvara
asılı Teak ağacı arma üzerinde, küpe, taç, kanat figürleri yanı sıra Sanskritçe
bir de sıfat var; “1-10. Sultan aynı
sıfatla anılırken numara ile ayrılır. Sultan Cumhuriyet’te, aslında Vali’dir,
aylığı devlet bütçesinden ödenir.”
Törenlerin
yapıldığı, zemini volkanik koyu renkli kum kaplı, üstü örtülü alana geçilirken “Tümü evli beş kızı olan Sultan tek
eşlidir, Vali olduğundan örnek teşkil etme amacıyla; öncekinin birçok eşi
vardı.”
“1000 kişinin yaşadığı sarayda, haftada iki gün
büyük onur duyarak, gönüllü olarak çalışan saray muhafızları burada kalırlar
ama dışarıda başka işleri de vardır.”
Girişte,
sağda, ibadete çağırma amaçlı, solda iri bir merdaneye benzeyen, tehlike
uyarısı yapan davulun bulunduğu “Prensler
bölümü Sultan’ın oğlu olmadığından boş”; üç saray muhafızı, kâğıt kalemle,
bayram sonrası, toplanmış fitre, zekâtı hesaplamakta.
Kadın
saray görevlisi rehber, muhafızlarla aynı giysiler içinde, saçları saray
adabınca toplu; gülümseyerek gruba poz verir.
Sultanın
ve ailesinin dans ederken, törenlerde hatta yılda bir kez düzenlenen denize,
volkana -Hindu tarzı- adak sunarken çekilmiş
fotoğrafları, geleneksel mobilyalarla döşeli bölümde sergilenmekte.
Batikle
ilgili iki bölümde, Sultan ile ailesinin ürettiği, klasik renklerde -kahve, siyah, beyaz- batik kumaşlar,
tören giysileri, iki tür saç toplama, en büyük prensesin düğün töreni,
giysileri; “bekâr hanımlar omuz açık
giyinebilirken evlendikten sonra omuzlar örtülüyor.”
Sultana
gelen hediyelerin sergilendiği pavyonda, Afrika, Çin, Hollanda’dan gelen
hediyeler görülürken bir soru üzerine, Türkiye’den
gelen halıların sarayda serili olduğu bilgisi alınır. Şarap içilmediğinden İtalya’nın
hediyesi kristaller vitrinde durmakta, Japonya’dan gelen büyük vazonun ağzı
depremde kırılmış.
Karşılıklı
Çin usulü iki ejderhanın küpeştesini süslediği, üstü örtülü dört yanı camlı
bölüm, altın-kırmızı renklerle şık ve zengin görünüşlü, 9. Sultan anısına.
Tümüyle
9. Sultan’a ayrılmış bir diğer bölümde, yaşamından fotoğraflarına paralel
biçimde oyuncakları, izci, binicilik giysileri, alfabesiyle defterleri, gölge
oyunu, batik gereçleri, ‘32’de Hollanda’daki eğitimi, yemek yapmayı sevdiğinden
mutfak gereçleri, ocağı, fotoğraf makineleri, radyo, dürbün, eğer, şemsiye,
kitap vb. eşyaları sergilenmekte. Hollanda’daki eğitimi ardından ülkesine dönen
9. Sultan, Cumhuriyet için mücadele eden halkla birlikte hareket eder; rejim
değişikliğinden sonra da aynı Hollandalılar tarafından nişanlarla taltif
edilir.
Oğulların
meyve, kızların yapraklarla gösterildiği, ortasında 8. Sultan’ın yer aldığı soy
ağacı tablosu ile başlayan son bölüm; törenlerde kullanılan kuğu, geyik, Garuda…
figürleriyle, Sultanların kulaklarını biraz büyütüp sivrilten –“abla”ya Mısır’dan aşina Hathorları
anımsatan- altın aksesuarlar; Hollanda, Belçika’dan gelmiş nişanlar, cenaze
töreni, Suharto’nun fotoğrafı ile (bu coğrafyada
“abla”ya hep, dizgi hatası yüzünden okuyamadığı duygusu veren), “halk için
tahttayım” anlamına “tahta untuk
rakyat” yazılı pano ile sona erer.
Grup
sırayla, sırtta bel kuşağına sokulu keris’li muhafızla poz veredursun,
ortalıkta dolanan, “…kedilerin kuyrukları
neden kesik?” sorusuna İmam, -Sulawesi’de
Matthew’nun “pislik taşıdığı için” cevabından- çok daha tatmin edici bir
yanıt verir: “Endonezya’da Müslümanlar
Şafii’dirler, kedi, köpek kuyruğu değdiğinde abdest tazelemeleri gerekir”
Rehberlerin
biri suya sabuna dokunmazken, diğerinin aynı soruya verdiği yanıt, -“abla”nın Singapur’da da, altı ısrarla
çizilen bir örneğini gördüğü- farklı dinlere mensup ahalinin, bir arada
tutulması amacını taşıyor olsa gerek.
Saray
ziyareti çıkışı, yol üstündeki Banyan ağacı dibinde üç oğlan yaptıkları koca
roket maketiyle, yanlarından geçerken ilgilenen gruba poz verir.
Bereketli,
şen pazar yeri yürüyerek geçilirken İmam alışveriş edip gruba, -“abla” üçlüsünün Japonya’dan tanıdığı-
incecik pirinç hamuruna sarılı tatlı, sıcacık fasulye ezmesi ikram eder. Bambu
sepetlerde ikili ambalajlanmış balıklar, ayıklanmış sebze, baharat, çeşidi bol
meyve; yaşlı bir kadın mandalina tepesi ardından edalı biçimde poz verirken bir
diğeri Hindistan Cevizi rendelemekte…
Bir
göl bölgesine 1758’de kraliyet dinlenme, eğlence yeri olarak, Portekizli bir
gemici, mimara yaptırılan, daha sonra Hollandalıların Su Kalesi diye adlandırdıkları Taman
Sari, alttan tünellerle bağlı geniş alana yayılı mekân, zaman içinde
İstanbul surlarındaki gibi, pek çok eklentiyle halkın, yaşamın işgaline
uğramış.
Depremlerin
de etkisiyle ilk halinden uzaklaşmış, -“abla”ya
Endülüs’teki Elhamra Sarayı’nı hatırlatan- yapılar bütünü toparlanabilse “bir cennet tasviri olacak kadar güzel.”
Geniş
merdivenlerle giderek derine serine inilen kemerli, yanları oluklu basık
dehlizler, İslam öncesi dönemde meditasyon, şimdilerde önde abdest amaçlı
kuyusuyla yeraltı cami olarak kullanılmakta. İmam’ın aktardığı, “abla”nın bir
başka gerçeklik olarak kavrayıp çok derinden etkilendiği “Bir söylentiye göre, dönemin sultanı/kralı, meditasyon esnasında
burada, Java’nın güneyindeki Ruhlar Alemi Kraliçesi ile buluşuyormuş.” Su
Kalesi “son zamanlarda eski güzel günleri
canlandıran film mekânı olarak kullanılmaktaymış.”
İkinci
katta da, aynı planla, geçitlerle bölünmüş dairesel tüneller, yazın serin,
büyülü. Tavanı demir kasnaklarla güçlendirilmiş merdivenle çıkışa ulaşan grup, sokak
aralarında, bakkal, minik havuzlu bitkilerle örülü bir köşe, kapıda terlikler,
TV’den seslerin taştığı, çamaşırlar serili, kuş kafesli içten, yoğun mahalle
yaşamına tanık olur.
Varılan,
geniş, ağaçlı avlunun kenarında bir el sanatları dükkânı grup tarafından işgal
edilir.
Yüksek
taş duvarın oymalı, ejder başlarıyla süslü kapısından geçilerek varılan bahçenin
ortasında, kol boyunu uzatan aparatlarla selfie çeken turist tayfası arasından
ulaşılan ejderlerin ağzından su fışkıran “…havuzlardan
zamanında üç tane vardı. Arkadaki Sultanın kızları için; öndekinde cariyeler
yüzerken Sultan beğendiği birine çiçek atar, çiçeği alan kız Sultanın olduğu
bölüme geçermiş.”
Merdivenlerle
ulaşılan kısım “Dört salonlu bölüm müzik
odaları…”
Batik Atölyesine gidilirken
anlatılan: “Batikte pamuk, özellikle de
ipek kumaş kullanılır, boya bölgesi erimiş balmumu ile belirlenir, kumaşın her
iki tarafı da boyanırsa renkler daha güçlü olur. Ne kadar balmumu kullanılırsa
o kadar keskin hatlar elde edilir.”
Atölyenin
girişinde bir dizi pano ile süreç anlatılır: “Kurşunkalemle motifin kumaşa aktarılması, balmumu ile örtme,
detayların ilavesi, bulaşmaması için kumaşın arkasına da aynı işlem,
renklendirme, balmumunu çözmek için kaynar suya atılma, her renk için tekrarlanan
aynı işlem. Kumaşın beyazı üzerine, kök boya indigo, kahve, geleneksel renkler,
çok renklilerde kimyasal kullanılmış demektir. Halk özel günlerde giyiyor,
özgün motif büyük onur, bunun için yüksek paralar ödemeye hazırlar, özellikle
hanımlar…”
İncecik
motifli bakır kalıplar baskı için kullanılırken, kadınlar, yanlarındaki altında
küçük bir ateş yanan çanaklara batırıp doldurdukları balmumu kalemlerini üfleye
üfleye önlerindeki kumaşların, örtülmesi gereken yerleri kapamakta. “Noktalama yapanlar günde 7.5 USD
kazanırken, kontur çekenler daha az…”
Öğle
yemeğinde, masada tatlı sos olarak yine pekmez var. Tatlı mısır çorbasıyla
başlayan yemek lezzetli; duvarda güzellerin, Miss Universe 2012 ile Putri
Indonesia 2013 fotoğrafları.
Öğleden
sonra Malioboro Caddesi’nde serbest
zaman: “Abla” üçlüsü alçakgönüllü bir alışveriş merkezinde, Lemur sindirim
sisteminden geçtikten sonra işlenen kahveyi tatmak için bir mola verirler. Lemur
Kahvesi anlamında Kopi Luwak’ta
verdikleri sipariş, neredeyse Japonların yeşil çay servisi kadar incelikli bir
ritüeldir: Herkese ayrı birer tepside gelen, altın kaşıklı, tepesinde küçük
altın bir lemurun oturduğu kapaklı, varaklı, irice fincanlara, şifon keselerden
çıkarılıp ağzı kesilen poşetlerden (önce
koklatılarak) dökülen kahve üzerine kaynar su konur, 1 dakika kadar
bekletilir. Telvenin dibe çöktüğü, yumuşak içimli kahve, kahve düşkünü olmayan
“abla” tarafından bile hoşnutlukla tüketilir.
İstasyona
yakın, trenin geçişini sabırla bekleyen motosikletliler, tertemiz camekânı
dilimlenmiş tazecik meyve dolu seyyar satıcıdan sonra, en son, caddenin başını
belirleyen, altında gençlerin fotoğraf için uzun uzun bekleştiği tabela altında
kardeşlerden ikisi fotoğraflanır, otele dönülür.
Akşam
yemeği, 38. yaşını kutlamakta Ramayana
Ballet- Purawisata topluluğunun, minik amfitiyatrosunu da barındıran
mekânında, Dünyanın değişik yerlerinden gelmiş turistlerle bir arada, danslı
müzikli gösteri eşliğinde yenir; ardından Ramayana’nın, maymunları canlandıran,
çatılara, direklere pervasızca tırmanıp inen küçük oyuncuları sempatiyle izlenir.
“Abla”nın
gezi arkadaşının bol fotoğraflı izlenimleri:
http://gezix.blogspot.com.tr/
Gamelan görselleri:
https://www.google.com.tr/search?q=Gamelan&biw=1138&bih=561&tbm=isch&tbo=u&source=univ&sa=X&ei=alMIVK2hLeKhyAPzroG4Bg&ved=0CB0QsAQ
Taman
Sari görselleri:
https://www.google.com.tr/search?q=taman+sari+yogyakarta&biw=1138&bih=561&tbm=isch&tbo=u&source=univ&sa=X&ei=NlQIVKCWDJTb7AbhroCoCA&ved=0CBoQsAQ
Malioboro
görselleri:
Kopi
Luwak görselleri:
Ramayana
Ballet- Purawisata:
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder