28
Ocak 2016 Perşembe günü
sabah, grup Palenque’ye doğru yola çıkar:
“Yörenin de adını taşıyan Lacandon’lar,
en özgün Maya kabilesi; üç köyde toplam 500 kişilik bir grup…”
Tipik beyaz uzun tunikli, beyaz
tozluklu, taranmış parlak uzun siyah kıvırcık saçlı şaman “abla”ya kalırsa,
taşıdığı yüksek enerjiden olsa gerek, grupta, içten gelen huzurla gülümseyen bu
adama dokunma isteği uyandırır. İspanyolca
adıyla Palenque girişinde ok yay
da satan aynı şekilde giyinmiş diğerleri yanında sakince, birini “abla”nın
damadına aldığı, -paketi 100 Peso’dan-
birkaç paket puro satmakta.
“1987’de
Dünya Mirası kabul edilip koruma altına alınmış, %51’inde Meksika Hükümeti’nin
hakkı var, hiçbir şeye dokunmayın… Kazılar 1950’lerde, Alberto Ruz’un ayağı bir deliğe girdiğinde başlamış, %75’i halâ
toprak altında; Mayaların 9. yy. sonunda, iz bırakmadan buradan ayrılışlarının
tek açıklaması yok. Ardından orman, İspanyollar gelene dek şehri örtüyor. Yazıtlar Mabedi, duvarındaki gliflerden
600 adedi okunabilmiş, içinde Pakal’ın mezarı var.”
“Lahit
kraliçeye ait, mumyalanıyor, yüzüne yeşim mask örtülüyor, sarıldığı malzemenin rengi
yüzünden Kızıl Kraliçe diye
tanınıyor… Tropik iklim yüzünden hızla yosunlanan taşların sık sık temizlenmesi
gerekiyor. Dokuz kez reenkarne olacaklarını düşündüklerinden piramitleri dokuz
katlı, yer altı on üç katlı. Hayat Ağacı
dallarıyla göğe, kökleriyle yeraltına bağı simgeler, gövde, Dünya yaşamını
kontrol eder.”
Mayaların iki büyük hükümdarından
biri olan, M.S. 600 sonrası 12 yaşında tahta geçip kargaşaya son veren Pakal 60
yıl hüküm sürer. Pakal’a ait tabut
kapağı üzerinde Ay, Güneş, Hayat Ağacı, quetzal ve yarı yatay vaziyette Pakal
kabartması bulunmakta; “abla” bunu ilk kez, yatay duruşuna, çevresindeki
bağlantılara bakarak “Pakal’ın uzay
gemisi içinde bir astronot olabileceğini” iddia eden E. von Daniken’in Tanrıların
Arabaları kitabında okumuştur.
Pakal’ın
Sarayı, “Dinlenme odası, çatı yok, duvar
resimlerinde, üç yıl annesinin, vekâlet ettiği Pakal’a tacını verişi, kraliyet
ailesinin yaşam alanı… Toplu yok oluşla ilgili açıklamalardan birine göre, şehir
zamanında zemin de dâhil rengârenk boyalıymış, kireçtaşını ezip ısıtarak elde
ettikleri alçıya boya katıp… Isıtma için odun gerek, zaman içinde ormanı, sonra
da yağmurları yok ettiler.” …açıklaması “abla”ya hiç de inandırıcı gelmez; yerli
halkların doğaya olan saygısı üzerine onca okuduğu varken, üstüne üstlük
Chamula’daki Maya domo evini, hatta kilisede, fayansa oturmamak için otlarla,
çam iğneleriyle kapladıkları zemini gördükten sonra…
Ezoteriklerin demesine göre, Mayaların, gruplar halinde tekâmül edip
boyut değiştirdikleri için arkalarında iz kalmadığı fikri “abla”ya çok daha
akla yakın gelir. Elbette bu, bilgiyi elinde tutan az sayıda seçkini kapsar; o
günlerde tarım vs. amacıyla kent dışında yaşayanlar, bugün karşılaşılan,
alışveriş edilen Mayaların Ataları olsa gerektir.
“Eğitim
avlusuna bakan galeri en önemli olanı, ucunda taht var… Avlunun bu duvarında
esir edilmiş kabileleri sembolize eden kabartma… Mask kabartmalarıyla süslü
duvarda, yüksekteki boşluklar, kumaşları taşıyan kalasların yerleştiği delikler
olsa gerek… Pakal’ın iktidarı teslim alırken annesiyle betimlendiği
kabartmaların olduğu Güneş Tapınağı
ve Haç Tapınağı… Kule, rasathane olarak kullanılmış.”
Üzerinde bir balık figürü olan iki
ucu kapatılmış bambu boru, ortasındaki yarıklar sayesinde, ucu kumaş kaplı
bagetle vurulduğunda çok hoş bir tını vermekte; 200 Peso verip alırken “abla”nın
aklı, bunu seveceğini düşündüğü torununda.
Sarayın önünde aşağıda,
yanındaki tabelada “Mayan Valf” diye
tanımlanan, arkı neredeyse tıkayacak kadar çıkıntı yapan kayaların, suyun
debisini ayarladığı düzenek, “abla”nın isteği üzerine kardeşince fotoğraflanır.
56 kaynakla beslenen, dokuz ayrı akış hattı bulunan yerin, Maya isminin, büyük suların yeri anlamına Lakamha oluşu boşuna değil.
Üzerindeki kabartmalarda, diz
çökmüş dua eden bir sporcunun, koruyucu parçalarla donanmış bir başkasının, top
oyunu sahnelerinin resmedildiği, “Klasik
döneme ait top oyunu alanı”.
Müzeye ulaşan grup, önce Pakal’ın
mezarı, üzerine de Yazıtlar Mabedi inşa edildiğinden ve mezarın kapağı ağırlığı
dolayısıyla mabetten çıkarılamadığından, detaylı bir anlatım görür bir de video
kaydı izler.
Yol üzerindeki molada, “abla”
daha önce de Tuxtla yolunda gördüğü bodur askılığa rastlar, bayılır; bildiğimiz
palto, şapka asmaya yarayan askılığın yarı boyunda olanı, burada masayla aynı
boyda, yanı başında.
“Chiapas’ı
geride bırakıp Yukatan’a geldik; ovalar düzlüklerden oluşan Yukatan kıyısı
güneydoğuya doğru plajlar, sahil boyu turistik otellerle dolu.”
“En
önemli problemler, beslenme, fiziksel gelişme, erken annelik, %68’nin suyu yok!
Daha iyi şartlar için Amerika’ya ulaşmaya çalışan mülteciler, Bandidos denen
çetelerin eline düşüyorlar. Cinayet türünden cesaret sınavı ile girilen
çetelerde ailesizler, evsizler kabul görüyor. Polis teşkilatında, Turizm,
Trafik, Asayiş ve Eyalet polisi, bir de Federaller var. Bazısı ağır silahlar da
kullanan, ailesinin bile ne iş yaptığını bilmediği –geçen hafta Barbie isimli bir
karteli çökerttiler- kolluk gücü dışında,
kaçırılma ve fidye isteme olayları yüzünden özel güvenliğe talep çok. Kocan
elimizde deyip para istiyorlar…
Yerlilerin okuma yazma oranı %11, geleneksel aile düzeninde şiddet var; kadın
eşini şikâyet ederse masumiyeti kanıtlanana dek erkek hapis, bazı kadınlar
ihaneti böyle cezalandırıyor… Halkı yanına alan suç çeteleri kurumsallaşmış,
onlar bir kenara konunca suç oranı sıradan…”
Gece varılan Campeche’de parkta “abla”nın en
beğendiği, çepeçevre parmaklıklı duvar boyunca -“abla”nın İspanya Sevilla’dan hatırladığı- mavi, sarı desenli seramik
döşeli oturma sekisi.
Palenque görselleri:
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder