2
Şubat 2016 Salı, kahvaltı
sonrası aklı Catamaran Otel’de kalarak, iki sürat teknesinden birine binen
“abla”nın “tatlı nehir” anlamında Rio Dulce üzerinden Livinstone
yolculuğu sırasındaki gözlemleri: Sakin sakin akmakta geniş nehir üzerinde
hızla, epey yol alan tekneler bitkilerin sıklaştığı bir noktada, Mayaların bir
kolu Kekçi’lerin sudan kütüklerle
yükseltilmiş ot çatılı geleneksel evlerini ve yaşamlarını görmek üzere
yavaşlar; “Çocuklarını yüzsünler diye
suya atarlar”. Evlerin önünde tekneler, verandalarda güneş panelleri, uydu
antenleri… “Kekçiler balığa gece çıkar,
çocuklar okula botlarla gider.”
Suyun iki yanında lifinden,
meyvesinden faydalanılan, kökleri su üzerine yayılmış Mangrov’lar, bitki adacıkları, ağaçlar üzerinde balıkçıllar, karabataklar,
pelikanlar… Geniş alana yayılmış harika görüntülü nilüfer tarlaları… Tek parça
kütükten oyulmuş teknesi içinde bir kadın, iki kızıyla, hediyelik eşya satma
niyetiyle sürat teknesine yapışır, çeker.
Artıp azalan sıcaklığı, içine
salınmış ayaklar tarafından dalga dalga algılanan, sülfür kokulu sığ bir
koyakta yer alan Aqua Caliente, bir
volkanik oluşum. Kurulanılır, çoraplar, ayakkabılar giyilir; üzerinde balıkçıl
ve pelikan nüfus barınsın diye bırakılmışa benzeyen batık tekneler, köprüler,
iskeleler arasından yola devam edilir.
Varılan nokta Rio Dulce’nin denizle
buluştuğu noktada Livingstone, tam
karşısı Küba: “18.yy’da nereden geldiği
bilinmeyen bir halk buralara yerleşir. Öncesinde bir İspanyol köle gemisi
batıyor, Güney Amerika kökenli bir dil konuşuyorlar. Zencilerden oluşan Garifuna toplumu yerlilerle karışmıyor,
mestizolarla biraz… Sizi evlerine davet ederlerse gitmeyin.”
Çok sıcak kasabanın küçük limanından
çıkar çıkmaz rastlanan, kadınların toplu olarak çamaşır yıkadığı -fotoğraflanmaktan hoşlanmadığı-
çamaşırhane geride bırakılıp yavaş yavaş tırmanılan yokuşla varılan Happy Fish
Restaurant’da meyve kokteyllerinden, espresso, süt, bal, muz ve çikolatadan
mamûl “frapuchino choco banano” (28
Quetzal)’da karar kılan “abla” seçiminden hoşnuttur.
İçindeki tohumlar şıngırdayan maracas, iki de kaplumbağa kabuğu çalgıyla
donanmış gençler şarkı söylerken, tek dişi altın, mutlu bir kızın da Afrika
ritimleriyle dans ettiği gösteri sürerken gruptan bir hanım dansçıya eşlik
eder. Elinde saç örgüsü modelleri kataloğuyla şişman bir zenci kadın –neredeyse hepsi kısa saçlı katılımcılar
arasında- müşteri aramakta…
Dönüş aynı teknelerle
duraklamaksızın bir saat sürer, Catamaran Otel’den yüklenen bagaj ve
kumanyalarla Rio Dulce’ye dönüp yola çıkmadan rehber, “Flores/Tikal bölgesinde telefon çekmiyor, mesaj yazacaksanız, şimdi yazın” uyarısı
yapar, yola çıkılır.
“Beş saatlik Tikal yolu başındayız. Kumanyalarımızı 1 saat içinde tüketmeliyiz,
meyvede bir tür böcek(lenme) varmış, bölgelerine geçmesini önlemek için
araçları kontrol edip meyveye izin vermiyorlarmış” demeye kalmadan bir
kontrol noktasına ulaşılır:
Hep birlikte araçtan inilir,
larva ile mağdur meyvelerin uzun bir listesinin olduğu büyük tabelanın altında
kısa süre beklenir, araca binen görevlinin hızlıca dokunarak yokladığı çantalar
kontrol edilmiş sayılır, grup araca biner, rengârenk plastik kovalarıyla
kontrol noktası geride bırakılır.
Verilen fotoğraf molasının
amacı, Peten Gölü’ne inen iri bir
timsaha benzeyen tepe ile birlikte şahane bir günbatımı! Kıyısına park edilen,
öğrencilerin gruplar halinde evlerine döndükleri yoldan geçen araçlardan uzanan
ellerdeki cep telefonları da aynı amaca hizmet eder görünmekte…
Tikal’e 15 dk mesafede bir
milli parkta konaklayacak grup birden, uzun ve geniş bir kalabalığa takılır;
günahların affı için Bakire Meryem’e müracaat edilen yortunun katılımcıları,
lunapark önünden yavaş adımlarla kiliseye, kapıdaki çalgıcı grubuna bakılırsa
oradan omuzlarına aldıkları mor örtülü Meryem temsili ardı sıra, ellerinde
mumlar, sağda solda patırdayan maytaplar eşliğinde yürüyüşlerine devam etmekteler.
Rehberin yaklaşımı “Latin Amerika’da
böyle, insanlar Katolikliğe Avrupa’dakinden daha bağlılar” olur.
Grup orman içi bungalovlara
dağılırken uyarılır: “Milli parkta 500 jaguar
-Maya adıyla Balam- yaşamakta, gece
dışarıda dolaşmanızı önermiyoruz.”
Akşam yemeğinde, elektriğin buranın milli park olması
dolayısıyla gece yarısından önce kesileceği, sabah da 6:00’dan önce verilmeyeceği
belirtilir.
Kapısında, her biri başka bir
hayvanın stilize resimleri bulunan ferah odalarda nostaljik bir güzellik,
cibinlik! Bir ihtimal gerekmeyecektir ama “abla” cibinlik kullanmaktan geri
duracak değil.
Aqua
Caliente görselleri:
Livingstone
görselleri:
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder