15 Mart 2016 Salı

“Abla”nın Meksika, Guatemala, Honduras gezisi 1: İstanbul – Paris – Mexico City


Hava muhalefeti yüzünden Ocak’ın 21. günü Kuzey Ege’deki evinden, yolculuk öncesi uyarılara bakarak, bunun bir de dönüşü var deyip, 23 kg altında tutmaya özendiği, içine mayo da koyduğu bavulunu sürüyerek İstanbul’a gelen, bir gece konakladığı kızının evinden de, etkili kar yağısı kaygısıyla, uçuş saatinden epey önce, 02:00 sularında ayrılan “abla”, küçük kız kardeşini Cihangir’den, teyzeyi de Ataköy’den alır Atatürk Havalimanı’na salimen kapağı atarlar. Bostancı tarafından ortancayla birlikte gelen “abla”nın yazlıktan arkadaşı ve diğer katılımcılara buluşur, eşinin son dakika rahatsızlığı yüzünden geziye katılamayan, “abla”nın yazlıktan diğer arkadaşı eksiğiyle 20 kişilik grup, Meksika, Guatemala, Honduras gezisi için yola koyulur.

Aktarma için uğradıkları Paris Charles de Gaulle Havalimanı’nda “abla”nın hoşuna giden stilize uzanma yatakları ile doğru bir uygulama; koltuk dizileri başında bir tanesi, sırtta RESERVE notu ile ikonda görüldüğü üzere yaşlılara ve hamilelere ayrılmış, oturma yeri diğer koltuklara göre dört parmak yüksek.

23 Ocak 2016, Türkiye’den 8 saat geride, yerel saatle 21:00 civarı varılan Meksika girişinde, rastlantısal seçim yapan kırmızı ışık “abla”nın bavulunu işaret eder. Her ne arıyor ise, daha çok bavulu karıştırmakla görevli görünen genç, Türk olduğunu öğrendiği “abla” ile –muhtemelen futbolcu ya da dizi oyuncusu- yurttaşı “Hüseyin” hakkında söyleşmek ister ama girişimi “abla”nın güdük İngilizcesine takılır.

Grup rehberi Uraz’ın çevirisiyle, bir Modigliani figürünü anımsatan –gezi boyunca “abla”da altyazısız film izliyor etkisi yaratan- konuşkan yerel rehber Patricia kendisini tanıtır; genetik mirası Rusya’ya uzanır, Hollanda tâbiyetinde yaşarken 10 yıl önce evlenip Meksika’ya yerleşmiştir, 9 yaşında bir kız annesidir. Bu ilk Türk grubudur.

“Musluk suyundan uzak durun, tuvalet kâğıtlarını çöpe atın…” diyerek uyarıda bulunur, “1 hafta için, 200 USD karşılığı Peso yeterli olacaktır. Kara para aklama yüzünden bankalar para bozdurmaya soğuk…”

Mexico City kent merkezine doğru ağaçlanan yarı karanlık caddelere sıralı, iki ya da tek katlı evler arasında loş ışıklı yiyecek tezgâhlarının başı kalabalık; boynuzlu birkaç troleybüse rastlanılan sıkışan trafikte yol alınırken “…6:30 uyanma, 7:00 kahvaltı, 8:00 çıkış… Açık havada uzun süre ayakta olacağız, kat kat giyinin, öğlen 21 derece, akşam serin, yağmurluk alın; değerli takı takmayın, gösterişli giyinmeyin, kalabalık yerlerde yankesiciler…” uyarısı yapan rehber, ekler: “Sokaktan taksi çevirmek güvenli değil, yemek yediğiniz lokanta ya da otelden taksi çağırın, birilerinin haberi olsun…”

Kendilerinden başka müşterisi yokmuş gibi görünen otele varan grubu, akşam yemeği için hazırlanmış masa karşılar; güzel haber, acılı soslar yemekler dışında minik kâselerde sunulur, sebze çorbası lezzetlidir.

Odalarda ısıtma düzeni yoktur, -“abla”nın, ortanca ile kaldığı odada bir köşede, sevinçle bulduğu vantilatör ise serinletme amaçlıdır-; bu, ikinci battaniye arayışıyla koşuşulan ufak çaplı bir paniğe yol açsa da gece kimse, sandığı kadar üşümez.

Paris Charles de Gaulle Havalimanı görselleri:

Modigliani:

Hiç yorum yok: