9 Ekim 2008 Perşembe

Menünün altında, yatık yazıyla "yemeğinizi paylaşmayınız" anlamına gelen bir satır!

Danimarka, Kopenhag'da ("abla"nın sayıklamasıyla Lars von Trier'in ülkesinde ve Trier'in uçmaktan hoşlanmadığı gözönüne alındığında yine "abla"ya göre kendisi de fazla uzaklaşmış olamaz, buralarda bir yerde...) klasik turist menüsü; şatolar, bir iki çeşme, olmazsa olmaz Küçük Deniz Kızı, Tivoli Bahçeleri...

Kanallarda üstü açık yassı teknelerle, köprülerin altından neredeyse sürünerek geçip yapılan bir şehir turu sonrası akşam yemeği için limana dağılan ve yeni heves gördükleri herşeyin fotoğrafını çekmede Japon turistleri yaya bırakan "abla" iki kızkardeşi ve bir adet teyzeden oluşan grup, kalabalık bir cafede birer salata ve biraya 100 euro öderler, salata tabakları servis tabağı boyundadır ve kapasitelerini epey zorlamıştır. Anlaşılan, iri kıyım bu insanlara olağan gelen bu miktar, bizcileyin ufak-tefek ırk mensuplarınca paylaşılmaya çalışılmıştır da menünün altına yemeğinizi paylaşmayınız anlamına gelen uyarı eklenmiştir...

Ve yağmur! İstanbul, Bursa, Antalya gibi illerden gelen katılımcılar hazırlanırlarken hava şartları yüzünden -acentenin uyarısına karşın- valizlerine yağmurluk, kazak, bot koymak içlerinden gelmemiştir, yağmur içlerine işlediğinde bu uyarıyı acı acı hatırlarlar ama ne fayda!.. Sonraki günlerde, kuzeye çıkıldıkça 2 dereceye kadar düşen ısı yüzünden grubun ağırlıklı alışverişi kazak, trençkot, yağmurluk... olur!

Yağış altında otobüsle bir şatodan diğerine giderken, rehber Danimarka'da nüfusun %3 oranında Müslüman, 55 bin kişi kadar da Türk olduğunu ve turlara başladığında şoförlerden birinin kendisinin Türk olduğuna inanmadığını anlatır. Ufak bir yangına neden olmaları üzerine Türklere özel mangal alanları ayrılmış... Daha sonra bir başka broşürde üzerinde çarpı işareti olan bir mangal viyeti gördüğünde "abla" rehberin bu sözlerini hatırlar...

Hiç yorum yok: