9 Ekim 2008 Perşembe

Olur şey değil! Tüm İskandinav Ülkeleri, bir yerden bir işaret almışçasına...

Büyük İskandinavya Turu'na katılan 21 kişiyle birlikte Kopenhag'a inen, 15 gün sonra Helsinki'den havalanıp Yeşilköy'e dönen "abla"nın dikkatini en çok, çok sayıdaki bebek, çocuk ve yeniyetme çeker! Bir de bisiklet!

Allah Allaaah, hani Avrupa -ortasındaki vatandaşlarımızın Avrupa nüfusunu genç tutmak adına cansiperane çabalarına karşın- yaşlanıyordu? diye düşünür "abla"; düşünmekle kalmaz Helsinki'de rastladıkları 20 yıl öncesinin turist rehberi hanımla eşine bunu sorar: Helsinki'nin içinden olan ve hayatlarından da memnun görünen hanım ve eşi, birinci, ikinci ve üçüncü çocuktan sonra katlanarak artan teşvikler sonunda, bir kişinin çalışmasına gerek kalmayacak bir düzeye ulaşıldığını ve son zamanlarda sıklıkla babaların evde çocuklara baktığı, annenin ise çalışmaya devam ettiği yeni bir işbölümü, yeni bir aile düzeni doğduğunu anlatırlar... Dünya savaşları sonrası erkek nüfusunu yitiren bu yüzden göç de almak zorunda kalan Avrupa'nın teşvikleri -"abla"nın bildiği kadarıyla- dünkü olay değildir... de bu patlama benzeri çocuk edinme merakı nereden gelmiştir?

Kaldırımların kıyılarında bisiklet piktogramıyla belirlenmiş bisiklet yollarında, önlerine eklenmiş güvenli sepetlerde birer ikişer çocuk taşıyan Kopenhag'lıları, kaldıkları otelin balkonundan izleyen "abla" tam karşıya düşen Scientology dükkanının da etkisiyle, yaklaşmakta olan Zamanların Sonu, İndigo Çocuklar gibi meselelerle bir bağlantı kurar kafasında... Olur a?!